TEK MEKÂNLI FİLMLERDE ANLATIMIN BİÇİMLENİŞİ VE ÖRNEK ÇÖZÜMLEMELER

Sinema, modern zamanların bir anlatı türü olarak hayatın yansımasını kendine özgü bir‘dil' içinde ifadeye dönüştürmektedir. Sinemanın sanat niteliği kazanma sürecinde, mekânsal tasarım ile sinematografik öğelerin anlatımsal ilişkisi önemli bir rol oynamıştır. İnsan yaşamıyla mekân arasındaki do...

Descripción completa

Guardado en:
Detalles Bibliográficos
Autor principal: Mustafa Sözen
Formato: article
Lenguaje:EN
TR
Publicado: Erciyes University 2014
Materias:
-
Acceso en línea:https://doaj.org/article/0e2737640c9e4d7ba853cc7cf5ccfeca
Etiquetas: Agregar Etiqueta
Sin Etiquetas, Sea el primero en etiquetar este registro!
Descripción
Sumario:Sinema, modern zamanların bir anlatı türü olarak hayatın yansımasını kendine özgü bir‘dil' içinde ifadeye dönüştürmektedir. Sinemanın sanat niteliği kazanma sürecinde, mekânsal tasarım ile sinematografik öğelerin anlatımsal ilişkisi önemli bir rol oynamıştır. İnsan yaşamıyla mekân arasındaki dolaysız ve nedenli bağıntılar, filmlerin kurgusal dünyasında da yerini almakta ve öyküye anlamsal farklı ve yeni boyutlar kazandırmaktadır. Bunun sonucu olarak da mekân, filmlerde fon olmaktan öteye geçerek olay ve kişiler üzerinde, belirleyici, yönlendirici temel unsurlarından biri haline gelebilmektedir. Mekâna yüklenen anlamların ve mekânın işlenişindeki yoğunluğun her filmde farklılık göstermesi doğaldır. Mekân tasarımının film içindeki önemi ve aldığı şekil, yönetmenin öncelemeleri ile ilgilidir. Bu çalışmada ‘tek/kısıtlı' mekânla oluşturulan kurgusal dünyanın, sinemasal anlatımı nasıl biçimlendirildiği, iki Türk filmi üzerinden irdelenmektedir. Çözümlemesi yapılan anlatımlar Ümit Ünal'ın ‘Nar' ve Reis Çelik'in ‘Lal Gece' adlı filmleridir.