İslam’da Psikoloji Tarihi
Psikoloji bilimi 1700’lü yılların ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmış ve dini alanda meydana gelen boşluğu doldurma gibi bir işleve sahip olmuştur. Modern psikolojinin çıkış noktasını ilk günah öğretisi ve batının insana karamsar bakış açısı oluşturmuş bu yüzden de insan muammasını anlama nokt...
Guardado en:
Autor principal: | |
---|---|
Formato: | article |
Lenguaje: | AR EN TR |
Publicado: |
Ibn Haldun University
2021
|
Materias: | |
Acceso en línea: | https://doaj.org/article/57acb7736a964588bc211169f2193a79 |
Etiquetas: |
Agregar Etiqueta
Sin Etiquetas, Sea el primero en etiquetar este registro!
|
Sumario: | Psikoloji bilimi 1700’lü yılların ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmış ve dini alanda meydana gelen boşluğu doldurma gibi bir işleve sahip olmuştur. Modern psikolojinin çıkış noktasını ilk günah öğretisi ve batının insana karamsar bakış açısı oluşturmuş bu yüzden de insan muammasını anlama noktasında sorunlar yaşanmıştır. İnsanı doğru çözümleyememe beraberinde yanlış reçetelerin ortaya çıkmasına yolaçmıştır. Ancak transpersonel psikoloji ve sonrasında pozitif psikoloji yaklaşımının ortaya çıkmasıyla birlikte manevi alana yönelmenin önemli olduğu anlaşılmıştır. Bu süreçten sonra Taoizm ve Hinduizm merkezli kadim manevi geleneklerin psikolojik terapi ve iyi oluşta kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Ancak İslam maneviyatı ile ilgili çalışmalar psikoloji sahasında uzun yıllar yapılmamıştır. Bu noktada Malik Badri’nin ve Rajhid Skinner’in İslami Psikoloji kapsamındaki çalışmaları, Robert Frager’in sufi terapi ile ilgili teorik ve pratik çalışmaları, Mustafa Merter’in nefs psikolojisi kapsamında yaptığı teorik ve pratik çalışmalar ve rüya analizi çalışmaları ile Erciyes Üniversitesi öncülüğünde 2014 yılında başlatılan Maneviyat Psikolojisi çalışmaları önem arzeden çalışmalardır. İslam dünyasının psikoloji ile ilgili çalışmalarının tarihine baktığımızda El Kindi ile başlayan süreçte, ilk Müslüman psikiyatrist olarak görülen Belhi’nin kaygı ve depresyon terapisi ile ilgili çalışmaları, İbni Sina ve Farabi’nin çocuk ve ergenlik psikolojisi ile ilgili tespitleri, Gazali’nin Davranışçı Psikolojinin önemli ismi Skinner’den asırlar önce şartlı refleks teorisini ortaya atması, Mevlana’nın Mesnevisinde çağları ve psikoloji bilimini de aşan hikâye ve tespitleri, İbrahim Hakkı Erzurumu’nin Marifetneme’de tıbbi ve psikolojik tespitleri, Abdürrezzak Kaşani’nin tefsirinde modern psikolojinin insan tasavvurunu aşan tanımlamaları ve tespitleri psikolojinin İslam dünyasında aslında yeni olmadığını göstermektedir. Uzun yıllar İslam’a ve Müslüman ilim insanlarına soğuk duran modern psikolojinin kendisi için de önemli olan bu değerleri araştırıp istifade etmesinin vakti çoktan gelmiştir. Kur’an’ın nefs, kalp ve ruh ile ilgili ayetlerini işari tefsirler çerçevesinde yeniden değerlendirmek, Mesnevi’yi psikolojik anlamda yeniden yorumlamak gerekmektedir. Bu çalışma psikolojinin doğuşu ve İslam dünyasında psikoloji ile geçmişteki çalışmalar ile yakın dönemden günümüze kadar psikoloji alanına yapılan katkıları konu edinmiştir.
|
---|