İslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri

İslâmiyet 7. Yüzyılın başında siyasî ve fikrî açıdan dünyaya yeni bir bakış açısı sunmaya başladı. Müslümanlar kısa süre içinde önemli kültür merkezi olan Şam (hicri.15/636), Halep (h.16) ve Antakya’yı (h.17) ele geçirdiler. Siyasî açıdan kısa sürede yayılan İslâmiyet, fikrî açıdan da kadim kültür...

Descripción completa

Guardado en:
Detalles Bibliográficos
Autor principal: Mevlüt Uyanık
Formato: article
Lenguaje:AR
EN
TR
Publicado: Ibn Haldun University 2021
Materias:
H
P
Acceso en línea:https://doaj.org/article/660461b1319a4398a6f76b2bba3bc8d4
Etiquetas: Agregar Etiqueta
Sin Etiquetas, Sea el primero en etiquetar este registro!
id oai:doaj.org-article:660461b1319a4398a6f76b2bba3bc8d4
record_format dspace
spelling oai:doaj.org-article:660461b1319a4398a6f76b2bba3bc8d42021-11-18T17:44:09Zİslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri10.36657/ihcd.2021.772651-379Xhttps://doaj.org/article/660461b1319a4398a6f76b2bba3bc8d42021-01-01T00:00:00Zhttps://journal.ihu.edu.tr/index.php/ihu1/article/view/101https://doaj.org/toc/2651-379X İslâmiyet 7. Yüzyılın başında siyasî ve fikrî açıdan dünyaya yeni bir bakış açısı sunmaya başladı. Müslümanlar kısa süre içinde önemli kültür merkezi olan Şam (hicri.15/636), Halep (h.16) ve Antakya’yı (h.17) ele geçirdiler. Siyasî açıdan kısa sürede yayılan İslâmiyet, fikrî açıdan da kadim kültür ve medeniyetlerin bilgisi, teknolojisi kullanılmakla kalmayıp, geliştirerek özgün ve yaratıcı bir bilgi ve bilim modeli oluşturdu. Kadim kültürlerin önemli eserlerinin hızla çevrildiği Beytü’l-Hikme, felsefi ve bilimsel bilgi için gerekli temelleri zaten sağlamıştı. İslam âlimleri teori ve pratik arasındaki dengeye dikkat ederek, gözlem ve deneye dayanan bilimsel çalışmaları öncelik verdiler. Tercüme edilen, özümsenen bilimsel bilgi genişletildi, yeni bilimsel terminolojiler oluşturuldu. Bu bağlamda tabiat bilimleri, felsefe, filoloji, edebiyat çalışmaları başlangıçtan itibaren teolojik değil, dünyevi bir anlayışla yapıldı ve sürdürüldü. Müslümanlar kültür taşıcısının ırkına, dinine bakılmaksızın kurduğu öğretmen-öğrenci irtibatı ve akademik ve etik kurallarıyla, adil tenkit yöntemiyle kurduğu bilgi ve bilim tasavvuru Batı’ya farklı yollardan taşınmış ve Rönesansın oluşumunda önemli rol oynamıştır. Her bilgi-bilim ve medeniyetin kendine özgü sistemi ve bir iç tutarlılığı vardır ve bunlar arasında bir “eş ölçülemezlik” durumu söz konusudur. Her birinin incelenmesi kendi ölçütleri ile incelenirse Mısır, Babil, Hint, Çin, Roma Antik Yunan ve İslâm medeniyetlerinin dünyanın farklı kültür birimleri olduğu görülür. Dünyada 21 ayrı dinamik kültür vardır ve bu dinamikliği veren yaratıcı-özgün kişilerin siyasî, dini, askeri, coğrafi alanda ortaya koyduğu özgün ve sistem kuran cevapları bulunur. Bunu İbn Haldun bağlamında döngüsel ve organizmacı tarih tasavvuru altında incelemek oldukça tutarlı sonuçlar verir. Bildirin hedefi; İslâmiyet 610 yılında yeni bir bilgi, bilim ve medeniyet tasavvuru anlayışıyla tarihe müdahale ederek, kadim kültür ve medeniyetlerin (Minos ve Miken kültürlerinin ürünü olan Antik Yunan, Bizans, Mısır ve Babil kültürlerini sentezleyen Helenistik tasavvur, Hind, Sasani/Fars, Çin ve Harran bölgesindeki (Fisagor akımından etkilenen) Sabii kültürleri) verileriyle yüzleşmesi üzerinde durmaktır. Kısa sürede bu kültürlere ait eserleri tercüme edip, onları özümseyen âlimlerin nasıl yetiştiğini anlamak için öncelikle güçlü bir tarih bilgisi ve felsefesi ile ilimler tarihini incelenmesi gerektiği vurgulanacaktır. Hz. Âdem’den itibaren oluşan insanlığın felsefi birikimin (ezel-i hikmet) Hz. Muhammedin öğretileri bağlamında yeniden okuyacaksak, bizim önerimiz, ilahiyat fakültelerinde kategorik ayrımları aşıp, “Felsefe-Kelam ve Tasavvuf Disiplinlerinin Eş Güdümlü Okunması”nı öncelemektir ki, bunun çatısını İslâm Felsefesi Anabilim Dalı yapabilir. Çünkü Doğu-Batı ve din-felsefe ya da akıl/vahiy ikilemlerini aşarak insanlığın birikimini incelemek gerekir. Mevlüt UyanıkIbn Haldun UniversityarticleİslâmFelsefeMedeniyetKültürİlimler Tasnifi IslamSocial SciencesHLanguage and LiteraturePArts in generalNX1-820ARENTRİbn Haldun Çalışmaları Dergisi, Vol 6, Iss 1 (2021)
institution DOAJ
collection DOAJ
language AR
EN
TR
topic İslâm
Felsefe
Medeniyet
Kültür
İlimler Tasnifi
Islam
Social Sciences
H
Language and Literature
P
Arts in general
NX1-820
spellingShingle İslâm
Felsefe
Medeniyet
Kültür
İlimler Tasnifi
Islam
Social Sciences
H
Language and Literature
P
Arts in general
NX1-820
Mevlüt Uyanık
İslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri
description İslâmiyet 7. Yüzyılın başında siyasî ve fikrî açıdan dünyaya yeni bir bakış açısı sunmaya başladı. Müslümanlar kısa süre içinde önemli kültür merkezi olan Şam (hicri.15/636), Halep (h.16) ve Antakya’yı (h.17) ele geçirdiler. Siyasî açıdan kısa sürede yayılan İslâmiyet, fikrî açıdan da kadim kültür ve medeniyetlerin bilgisi, teknolojisi kullanılmakla kalmayıp, geliştirerek özgün ve yaratıcı bir bilgi ve bilim modeli oluşturdu. Kadim kültürlerin önemli eserlerinin hızla çevrildiği Beytü’l-Hikme, felsefi ve bilimsel bilgi için gerekli temelleri zaten sağlamıştı. İslam âlimleri teori ve pratik arasındaki dengeye dikkat ederek, gözlem ve deneye dayanan bilimsel çalışmaları öncelik verdiler. Tercüme edilen, özümsenen bilimsel bilgi genişletildi, yeni bilimsel terminolojiler oluşturuldu. Bu bağlamda tabiat bilimleri, felsefe, filoloji, edebiyat çalışmaları başlangıçtan itibaren teolojik değil, dünyevi bir anlayışla yapıldı ve sürdürüldü. Müslümanlar kültür taşıcısının ırkına, dinine bakılmaksızın kurduğu öğretmen-öğrenci irtibatı ve akademik ve etik kurallarıyla, adil tenkit yöntemiyle kurduğu bilgi ve bilim tasavvuru Batı’ya farklı yollardan taşınmış ve Rönesansın oluşumunda önemli rol oynamıştır. Her bilgi-bilim ve medeniyetin kendine özgü sistemi ve bir iç tutarlılığı vardır ve bunlar arasında bir “eş ölçülemezlik” durumu söz konusudur. Her birinin incelenmesi kendi ölçütleri ile incelenirse Mısır, Babil, Hint, Çin, Roma Antik Yunan ve İslâm medeniyetlerinin dünyanın farklı kültür birimleri olduğu görülür. Dünyada 21 ayrı dinamik kültür vardır ve bu dinamikliği veren yaratıcı-özgün kişilerin siyasî, dini, askeri, coğrafi alanda ortaya koyduğu özgün ve sistem kuran cevapları bulunur. Bunu İbn Haldun bağlamında döngüsel ve organizmacı tarih tasavvuru altında incelemek oldukça tutarlı sonuçlar verir. Bildirin hedefi; İslâmiyet 610 yılında yeni bir bilgi, bilim ve medeniyet tasavvuru anlayışıyla tarihe müdahale ederek, kadim kültür ve medeniyetlerin (Minos ve Miken kültürlerinin ürünü olan Antik Yunan, Bizans, Mısır ve Babil kültürlerini sentezleyen Helenistik tasavvur, Hind, Sasani/Fars, Çin ve Harran bölgesindeki (Fisagor akımından etkilenen) Sabii kültürleri) verileriyle yüzleşmesi üzerinde durmaktır. Kısa sürede bu kültürlere ait eserleri tercüme edip, onları özümseyen âlimlerin nasıl yetiştiğini anlamak için öncelikle güçlü bir tarih bilgisi ve felsefesi ile ilimler tarihini incelenmesi gerektiği vurgulanacaktır. Hz. Âdem’den itibaren oluşan insanlığın felsefi birikimin (ezel-i hikmet) Hz. Muhammedin öğretileri bağlamında yeniden okuyacaksak, bizim önerimiz, ilahiyat fakültelerinde kategorik ayrımları aşıp, “Felsefe-Kelam ve Tasavvuf Disiplinlerinin Eş Güdümlü Okunması”nı öncelemektir ki, bunun çatısını İslâm Felsefesi Anabilim Dalı yapabilir. Çünkü Doğu-Batı ve din-felsefe ya da akıl/vahiy ikilemlerini aşarak insanlığın birikimini incelemek gerekir.
format article
author Mevlüt Uyanık
author_facet Mevlüt Uyanık
author_sort Mevlüt Uyanık
title İslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri
title_short İslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri
title_full İslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri
title_fullStr İslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri
title_full_unstemmed İslâm Felsefesi Tarihi ve İlim Tasnifleri
title_sort i̇slâm felsefesi tarihi ve i̇lim tasnifleri
publisher Ibn Haldun University
publishDate 2021
url https://doaj.org/article/660461b1319a4398a6f76b2bba3bc8d4
work_keys_str_mv AT mevlutuyanık islamfelsefesitarihiveilimtasnifleri
_version_ 1718420731128184832