Türk Dış Politikasında Paradigma Değişimi ve Ulusal Basına Yansımaları: Örnek Olay İncelemesi
Küresel ölçekte yaşanan değişim ve dönüşümlerin uluslararası halkla ilişkiler faaliyeti olarak kamu diplomasisi uygulamalarını da etkilediği, devletten harici kamulara dönük tek yönlü iletişimin sürdürülebilir olmadığı varsayımından hareket eden bu çalışma, 21.yy kamu diplomasisi yaklaşımı bağlamınd...
Guardado en:
Autor principal: | |
---|---|
Formato: | article |
Lenguaje: | EN TR |
Publicado: |
Erciyes University
2018
|
Materias: | |
Acceso en línea: | https://doaj.org/article/7355ea89b1ba4bd689eade4937847bfb |
Etiquetas: |
Agregar Etiqueta
Sin Etiquetas, Sea el primero en etiquetar este registro!
|
Sumario: | Küresel ölçekte yaşanan değişim ve dönüşümlerin uluslararası halkla ilişkiler
faaliyeti olarak kamu diplomasisi uygulamalarını da etkilediği, devletten harici
kamulara dönük tek yönlü iletişimin sürdürülebilir olmadığı varsayımından hareket
eden bu çalışma, 21.yy kamu diplomasisi yaklaşımı bağlamında dahili kamuları
mercek altına almaktadır. Bu bağlamda da dahili kamulara ulaşarak, onları kamu
diplomasisi faaliyetlerinin katılımcı aktörü olma konusunda bilinçlendirebilecek
öncelikli araçların başında gelen kitle iletişim aygıtlarının süreçteki rolünü
sorgulamayı amaçlamaktadır. İdeoloji ve mülkiyet bileşenlerinin dış politika ve kamu
diplomasisi faaliyetlerine dair haber üretimine etkileri var mıdır? Varsa nelerdir?
sorularına da cevap aramaktadır. Kamu diplomasisi faaliyetlerinin sürdürülebilirliği
açısından kilit öneme sahip dâhili kamuların rıza ve onayına odaklanan bu
çalışmada, dâhili kamuları etkileme gücü bağlamında ulusal yazılı basın incelemeye
dâhil edilmiştir. Ulusal basın evreninden ideoloji ve mülkiyet bağlamında seçilen
örneklem gazetelerinde Davos krizi haberleri Van Dijk’ın “söylem analizi” yaklaşımı
ile incelemeye alınarak, harici kamularda olumlu algılamaları olan hadisenin, dâhili
kamuoyuna sunumunda oluşan farklılaşma incelenmiştir. Örneklem gazetelerinden
Cumhuriyet ve Sözcü, iktidar karşıtı söylemini, Sabah ise iktidarı olumlayan söylemini
kesintisiz olarak devam ettirirken, Hürriyet gazetesinin millî hassasiyetleri de olan
örnek vaka bağlamında ‘öteki’ni tenkit ederken, iktidara da dolaylı olarak eleştiri
sunduğu gözlenmiştir. Yeniçağ, iktidarın milliyetçi söylemlerini meşrulaştırmakla
birlikte ideolojik çizgisini görece uzak bir noktaya konumladığı iktidarın söylem ve
eylemlerini tenkit eden içeriğe ağırlık vermiştir. Sonuç olarak kamuoyu oluşumundaki
etkin rolü bağlamında ulusal basının, Filistin meselesine dönük yüksek ilgisi, siyasal
elitlere faaliyet alanı açması bakımından anlamlı olup, dâhili-harici kamu dengesini
oluşturabilmek açısından eleştirileri minimize edici adımların gerekliliği de ifade
edilmelidir |
---|