İslâm İş Ahlakının Temelleri ve İbn Haldun'da Ahlak Medeniyet İlişkisi
Ahlak terimi dilimizde iki anlama sahiptir. Birincisi insanların toplum içinde uyması gereken kural ve ilkeleri belirtirken ikincisi ahlak felsefesini belirtmektedir. İş ahlakı terimi çalışma ve meslek ahlakını da içermektedir. İslâm dininin temel ilkesi ise tevhid yani Allah’ının birliği ilkesidir....
Guardado en:
Autor principal: | |
---|---|
Formato: | article |
Lenguaje: | AR EN TR |
Publicado: |
Ibn Haldun University
2019
|
Materias: | |
Acceso en línea: | https://doaj.org/article/a3aa409a29f44a359e5acbd283682da3 |
Etiquetas: |
Agregar Etiqueta
Sin Etiquetas, Sea el primero en etiquetar este registro!
|
Sumario: | Ahlak terimi dilimizde iki anlama sahiptir. Birincisi insanların toplum içinde uyması gereken kural ve ilkeleri belirtirken ikincisi ahlak felsefesini belirtmektedir. İş ahlakı terimi çalışma ve meslek ahlakını da içermektedir. İslâm dininin temel ilkesi ise tevhid yani Allah’ının birliği ilkesidir. Bu ilke iş ve ticaret yaşamında da etkisini göstermiştir. İş ahlakı açısından İslâmiyet'in önemli bir özelliği de Hz. Peygamber’in bizzat ticaretle uğraşmış olmasıdır. İslâm iş ahlakında tevhid ile birlikte muvazene, özgür irade, sorumluluk ve ihsan gibi dört ilke daha vardır. Batıda görülen lonca teşkilatlarının Osmanlıdaki benzerleri Ahîlik ve gedik sistemidir. Ahîlik ise Horasan erenlerinin Anadolu’nun Türkleştirilmesi aşamasında kurulmuş bulunan ve kökü fütüvvet teşkilatında olan esnaf örgütlenmesinin adıdır. Ahîlik, yaşadığı dönemde ahlak, eğitim-bilim, kalite-standart, üretici-tüketici ilişkisi ve denetim konularında da toplumsal işleyişlere nüfuz etmiştir. İslâm dünyasında 16. yüzyıldan sonra başlayan ekonomik gerileme bireyciliği değil kaderciliği ve kollektivizmi teşvik etmiştir. İslâm’da refah, para ve zamana karşı geliştirilen tutumlar Protestan ve Katoliklerden çok da farklı değildir. Bu konuda belki de en önemli fark faiz yasağında yatmaktadır. İslâm’da zenginliğin iyi olarak görülmesini İslâm geleneğinde veren elin alan elden üstün olduğu düsturu ile açıklanır. İbn Haldun bir insan toplumunun medenileşme süreci hakkında kafa yormuş ve özellikle medeni olmayan yani göçebe Arap kabilelerinin medenileşme hikâyesini anlatmıştır. Askeri ve bürokratik örgütlenme seyfiyye ve kalemiyye sınıflarının gelişimi ile anlatılırken ticaret ve zanaat faaliyetleri de ihmal edilmemiştir. İbn Haldun medeniyetin ahlakı bozup bozmadığı tartışması üzerinde uzun uzadıya durur. O şehirli medeniyetin insan değerlerini yozlaştırdığı, kişinin erdem ve ahlakını bozduğu görüşündedir. İbn Haldun'un iş ahlakı ile doğrudan ilgili olarak en önemli sözleri Mukaddime'nin 2. Cildinde yer alan Muhtesiplik ve Sikke hakkındaki parçadır. |
---|