TARİHSEL SÜREÇTE ÖLÜM ALGISI VE SİNEMADA ÖLÜM: “THE BUCKET LIST” FİLMİ ÖRNEĞİ

İnsanlığın yazgısının ve dünya döngüsünün en temel unsurlarından birisi olan ölüm, tarihboyunca insanın kafasını kurcalayan ve en anlaşılmaz olarak değerlendirilen kavramlardanbirisidir. Yüz yılı aşkın bir süredir hayatımızda olan sinema sanatı ise ölümü sinematografik birmalzeme haline getirmekte v...

Descripción completa

Guardado en:
Detalles Bibliográficos
Autor principal: Ali Emre Bilis
Formato: article
Lenguaje:EN
TR
Publicado: Erciyes University 2017
Materias:
Acceso en línea:https://doaj.org/article/b8d4f01d68534c298f3dd43ab2ba8701
Etiquetas: Agregar Etiqueta
Sin Etiquetas, Sea el primero en etiquetar este registro!
Descripción
Sumario:İnsanlığın yazgısının ve dünya döngüsünün en temel unsurlarından birisi olan ölüm, tarihboyunca insanın kafasını kurcalayan ve en anlaşılmaz olarak değerlendirilen kavramlardanbirisidir. Yüz yılı aşkın bir süredir hayatımızda olan sinema sanatı ise ölümü sinematografik birmalzeme haline getirmekte ve çeşitli filmler aracılığıyla ölüm ve ölüm ötesine ilişkin dramatikve düşündürücü anlatılar geliştirmektedir. Bu çalışma kapsamında, ölümün algılanışına ilişkin,geleneksel ve modern dönemi de kapsayan tarihsel bir bakış oluşturulmaya çalışılmaktadır.Medyada ve özellikle sinemada ölümün nasıl kavramsallaştırıldığı üzerine yoğunlaşan çalışma,ölümü tema edinen filmlere ilişkin bilgiler içermektedir. Bu filmler arasından seçilen The BucketList (2007) filmi, en temel ilgi alanları arasında yaşam ve ölüm kavramlarının yer aldığı varoluşçuyöntemle analiz edilmektedir. Ölümün kaçınılmazlığı ile yüzleşen iki kanser hastasının hayatabakışlarının değişimini irdeleyen filmde; seçim, sorumluluk, ahlak, özgürlük ve bunalım gibiçeşitli varoluşçu kavramlara rastlanılmaktadır. The Bucket List filmi, ölümün varlığını, hayatınanlamlandırılması ve yaşamsal deneyimlerin seçilmesi için bir gerekçeye dönüştüren söylemesahiptir. Çalışmada elde edilen sonuçlar; ölüm temalı filmlerde yaşama ilişkin bakış açılarınıngeliştirildiğini, ölümle yüzleşmenin insanların hayat anlayışlarını değiştirebildiğini ve ölüm veölüm ötesi arasında bir çeşit bağ veya etkileşim olduğu inancının sinemaya yansıdığını ortayakoymaktadır.